Türk
toplumunun kanayan yarası
Türk dizileri
Başlığımız biraz çarpıcı
olabilir fakat düşüncelerimiz ve gözlemlerimizin yansıttığı bir durum.Blog
sayfamızda defalarca yabancı diziler hakkında tanıtımlar ve bunların
gidişatları gibi yazıları kaleme aldık.Bunlar dışında güncel platform başlığı
altında güncel sorunlar , olaylar gibi aklımıza gelenleri de konu edindik.Şimdi
de toplumumuzun aslında büyük bir kesimini kapsayan bu Türk dizisi konusundan
biraz bahsetmek istiyorum.
Bizim toplumumuzun televizyon
programlarına karşı inanılmaz ilgili olduğunu hepimiz biliyoruz.Genç-yaşlı diye
ayırım yapmaksızın her kesim televizyon ekranlarına kitleniyor.Bunun izlenme
saati gibi bir sınırlamasıda yok çünkü sabah saatleri için özel neredeyse her
kanalda sabah programları , diğer zamanlarda izleyicinin ekrandan ayrılmaması
için ardı arkası kesilmeyen ne olduğu ve ne amaçladığı belirsiz programlar
devam ediyor.Tabi ki de en önemlisi akşam saatlerinde o mükemmel Türk
dizilerimiz !
Ülkemizin yaptığı sanat
faaliyetlerini baltalamak gibi bir düşüncemiz asla yok.Aksine hep dediğimiz
gibi bu toplum için adeta kanayan yara haline gelen bu sorunun üstüne giderek
yapılması gerekenleri konuşup fikir yaratma düşüncesindeyiz.
Türk dizilerimize genel
olarak bakarsak gözümüze ilk çarpan detaylar neler olacaktır ? Öncelikle
dizilerimizin konusu neredeyse hepsinin standart olduğunu görüyoruz.Hele ki bir
de yaz gelince o yaz dizilerinin vazgeçilmez teması aşk ama ne aşk ! Yaz dizilerine
baktığımızda iki genç erkeğin bir kızı sevmesi , iki kızın bir genci sevmesi ,
veya normalde sevgili olan kişilerin arkadaşlarının sevgililerinden hoşlanması
gibi uzayıp giden bir döngüye hepimiz aşikarız.Aşk üçgenleri Halit Ziya
Uşaklıgil’ın vazgeçilmezidir.Üçgenin tabanında iki zıt karakter yer alır.Örneğin
birisi iyi birisi kötü karakterde olup üçgenin üstündeki kişiye aşık olur ve
kavuşmaya çalışır.Dizilerimiz bu yazarımızdan epey bir etkilenmiş olsa gerek ki
bu dozu fazla kaçırıp hepsini böyle yapmışlar.
Konu farklılığı bulsa bile
belli bir süreden sonra saçmalamanın en alasını görmemiz bu dizilerde
mümkün.Unutmadan da söyleyelim vazgeçilmez bir hastane teması.Dizide bir
kahraman vurulur , yaralanır ve tüm dizi karakterleri hastane koridorlarına
akın eder neredeyse birkaç bölüm burada sürüp gider.Birçok yabancı dizi izledim
genelde karakterler vurulduğunda veya bir şey olduğundan bizde ki o hastane
temasını hiç birinde rastlamadım çünkü olay örgüleri çok fazla bu kadar küçük
detaylarda takılmak istemiyorlar.Bizde de tam tersi buralarda kalıp ellerinden
geldiğince uzatma düşüncesi var.
Bu kadar dizi yapılmasının
tesadüf eseri olduğu felan yok.Bunları yapıyorlar çünkü toplum istisnasız bunları
kabul ediyor.Bir kişiye baktığımızda haftanın her gününde ayrı ayrı dizi izleme
listesi oluşturduğunu görebiliyoruz.Toplumu buna alıştırdılar şimdi ne verirsek
nasılsa alıyor düşüncesiyle niteliksiz eserler ekranlarda boy gösteriyor.
İzleyiciyi bilmeyen bir
kişi olarak görüp senoryoları ona göre yazmaları topluma yapılan bir
haksızlıktır.Dizide ki karakterler bazen o kadar saçma seyler yapıyor ki öyle
yapılmaması gerektiğini ufak çocuklar dahi bilirken o bunun aksini yaparak
diziyi kargaşaya sokarak insanları çıldırtma gibi özellikleride yer alıyor.
Türk benliğini zedeleyici
unsurlar gelecek nesillere kötü örnek teşkil ediyor.Gönül rahatlığı ile
izletebilecek dizi sayısı neredeyse yok duruma geliyor.Sektörün ve yayıncı
kuruluşların bu kadar niteliksiz eserlerin çıkması , toplum düzenine bu kadar
zıt kutuplarda devam eden dizilere karşı önlem alması gerekiyor.Fakat bunun ne
kadar olacağı muamma.Denemekten bir şey olmaz diyerek yayına başlayan dizi
onların bile tahmin edemeyeceği şekilde tutulabiliyor.Uzun vadeli planlamaları
olmadığından dolayı kısa kesmek yerine uzattıkça uzatmak istiyor ortaya alakasız
unsurlar çıkıyor.Birileri bu durumlara el atıp toplumun kanayan yarası durumuna
gelen , zedeleyen bu dizilere karşı yapıcı ve onarıcı önlemler alarak nitelikli
eserlerin meydana gelip gelmeyeceğini zamanla görebiliriz.Aralarında kesinlikle
bu olumsuz durumların neredeyse hiç birini yaşatmayan Türk dizilerimiz de
mevcut.Biz genel olarak böyle bir kanıdan bahsettik.Bazıları çıkıp sanki hiç mi
yok gibi söylemlerde bulunmasın.
Toplum olarak hele ki bu
yaz döneminde dizilerin bolca ortaya çıktığı bu dönemde ne verirsek alırlar
mantığını yıkıp gerçekten niteliksiz olarak gördüğümüz dizilere ‘ya hiçbir şey
yok ama ne yapabilirim’ diyerek kimilerinin rant kazançlarına bu
niteliksizlikler sayesinde bizde yardımcı olmayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder