14 Haziran 2016 Salı

BCAA Nedir ve Ne İşe Yarar ?

BCAA SUPPLEMENTİ NEDİR ?

Vücut geliştirme sporu ile ilgilenen kişilerin yakından bileceği üzere birçok supplement isimleri vardır.Yaptıkları spora yardımcı olması nedeniyle zaman zaman bunları kullanma düşüncesine girebilirler.Vücut geliştirme sporunda artık belli bir seviyeye gelmiş , müsabakaya katılacak kişilerin ise vazgeçilmezi supplementlerdir.
                   
BCAA supplementi sporcular arasında kullanımı oldukça fazladır.BCAA vücudun temel aminoasitlerindendir.Günlük 10 gram alım uygun olucaktır.5 gram spordan önce ve sonrasında olmak üzere ayarlamlıdır.Muhakkak  kullanırsak bol su tüketmeyi ihmal etmemek gerekir.

BCAA genel olarak kas dokusunun yüzde 50-60 oranında amino asitlerini oluşturur kaslar için bu kadar önemli bir konumdadır.BCAA’yı vücut kendisi üretemez bunu belirtmekte fayda vardır.Vücut buna ihtiyaç duyar kas onarımı için gereklidir.Eğer vücut gerekli BCAA’yı alamazsa kas yıkımına geçer.

BCAA zararları nelerdir ?

Şu ana kadar kayda değer bir yan etkisi görülmemiştir.Bunun yanında vücut için birçok yararını saymak mümkün.Kansere karşı korumada ,kaslarla yapılan faaliyetler sonrasındaki kas ağrılarını yok etme , bağışıklığı güçlendirme , vücudu toparlama gibi etkileri vardır.Kullanmadan önce muhakkak böbrekler ve karaciğer gibi sıkıntıların olmamasından emin olmanız gerekir.
BCAA kullanmasak olur mu ?


Sorunun cevabı aslına bakarsak evet olur şeklinde verebiliriz.Fakat bunun olabilmesi için gerekli koşulları sağlamak gerekir.Örneğin çok fazla kardiyo yapıp dikkat etmeyen birinin BCAA yetersizliği sonucu kas kaybı yaşayacağı mümkündür.Vücut geliştirme yapıp protein ihtiyacını kilo başı 1,5-2 gram şeklinde günlük olarak karşılıyorsa istediği görünüme bu takviyeyi almadanda yapabilecektir.Belli seviyeye geldikten sonra kullanılırsa çok ama çok iyi sonuçlar vereceğinizi akıldan çıkarmamak gerekir.Genel olarak BCAA vücudumuzun temel taşlarındandır.

Kilo Alamayanlara Püf Noktalar

KİLO ALAMAYANLAR İÇİN BESLENME DÜZENİ

Bugüne kadar kilo sorunları konusu geçince yazılan , çizilen her şey fazla kiloları olanlar için oluyor.Dünya genelinde şuan ki fastfood beslenme tarzının yaygınlaşması ayrıca diğer etkenler ile kilo fazlalığı çok gündemde olsa da yadsınamayacak bir kesim için kilo alamama sorunu vardır.

Kilo Alamamanın Sebepleri Nedir ?

İnsanın kendini tanımasının önemini diğer yazılarımızda bahsetmiştik.Kilo fazlalığında olduğu gibi yetersiz kilo sorununda da insanın kendine göre uygun olan plan doğrultusunda hareket etmesi önemlidir.Her şeyden önce bu duruma sebep olan sağlıkla ilgili bir problemin olup olmaması durumu etkilidir.Bu soruna kendiniz çözüm bulmadan önce bu konu hakkında doktora görünüp oradaki kan tahlil sonuçlarınıza göre programınızı gerçekleştirmelisiniz.Her hangi bir sağlık sorunu mevcut değil ise o zaman iş sizin beslenme düzeninizle alakalıdır.

Kilo alamayanlar beslenme düzenini nasıl ayarlaması gerekir ?

Çok fazla yediğinizi düşünüp aynı zamanda sağlık probleminiz olmadığı taktirde kilo alamadığınızı düşünüyorsanız kesinlikle yanıldığınızı bilmeniz gerekir.Sağlık problemi olmayan bir kişi doğru beslenme düzenini yaparsa kilo alama durumu olamaz bunun genetikle veya vücut yapısıyla bir alakası yoktur.Kilo almak istiyorsanız öğünleri atlama gibi bir düşünceniz olmayacak.Yemesemde olur aç değilim , sonra yerim sözlerini kenara bırakın bu şekilde kilo alınamaz.Bir öğün atlayıp bir sonraki öğünde çok fazla yerim düşüncesi hem sağlıksız hemde işe yaramayacak bir durum söz konusu.Her öğünü olması gerekn zamanda yemelisiniz.Burada ki püf nokta ise yemek için oturduğunuzda kesinlikle yemeniz kadar yiyerek ama bunun çok üstüne çıkmaya çalışmayarak gerçekleştirmek gerekir.Bunun sebebi karnınızın tıka basa doldurarak ondan sonra hiçbir şeyi gözünüzün görmesini engelleyerek 1 2 saat sonra tekrar acıkıp yine bir şeyler yemenizi sağlamak olacaktır.

Kilo almak için öğünlerinizi dediğimiz gibi çok fazla yemeden bir sonraki öğün oluşturarak artırabilirsiniz.Ara öğünlerde abur cubur tarzlarından ziyade kaliteli karbonhidratlar ve kaloriler ile desteklersek sağlıklı bir kilo alımı gerçekleşir.Ara öğünlerde vazgeçilmez ve pratik olarak kesinlikle kuru yemişler önerilir. Bunun sebebi içersindeki yüksek kalori ve sağlıklı yağ oranıdır.Örneğin 100 gram bir fındık da ortalama 500-600 kalori vardır.Sağlıklı bir insanın günde alması gereken kalori hayat şartlarına göre değişir fakat 2200 kalori civarında bir rakam ortalama olarak adlandırabiliriz.Burada kilo almak isteyenler için kuru yemişin tek başına 500-600 kalorisi gayet güzel ve etkili olacağını görebilirler.

Yumurtanın kesinlikle her yönden besleyici olduğu inkar edilemez.Kilo almak isteyen kişilerin sabah kahvaltılarında yumurta yemesi düzenli yapıldığı taktirde kilo artışına sebep olacaktır.

Ekmeği çok yiyim öyle kilo alırım düşüncesi yalnıştır.Örnek verecek olursak yemekte bir çorbayı bol ekmekle yiyerek geri kalan yemeklere yer bırakmazsanız o kadar yiyorum kilo alamıyorum diye dert yanarsınız.Amaç çok yemek değil aynı zamanda nitelikli ve düzenli yiyebilmek.

Makarna , pilav gibi temel yemekler gerçekten güzel kalori barındırıyor.Bunların yanına 100 gramda olsa tavuk pişirerek bunlar ile beraber yemeniz hem kalori hem protein ile birlikte kilo almanızı aynı zamanda tüm vücut olarak düzenli almanızı sağlar.Makarna , pilav sürekli yüklenirsek sadece karın bölümünden alabiliriz.


Spor yapmak sadece kilo vermek isteyenler için değil kesinlikle kilo almak isteyenler içinde önerilir.Sporu bu kişiler abartı şekilde yapmayıp örneğin evde karın hareketleri , sınav gibi hareketleri yapmaları onlar için avantaj olacaktır.Vücuttaki yağları yakarak düzenli bir beslenme programıda oluşturduysak gayet verimli şekilde kilo alımı gerçekleşecektir.

Vücut Geliştirme ve Ramazan Ayında Kilo Sorunu Çözümleri

Vücut Geliştirme ve Ramazan Ayında Kilo Sorunu

Vücut geliştirme nasıl bir spordur ?

Dünyada var olan insanların birçoğu kendilerine hayat temposunun yanında bunlardan kısmı olarak da olsa sıyrılma düşüncesine girerek , gerek hobi olması bakımından gerekse sağlıklı bir hayat sürme düşüncesi ile spor yapma ihtiyacı doğabiliyor.Spor köklü bir ağaç gibi fazlaca dallara ayrılmış çok geniş kapsamlı faaliyetleri içinde barındırmaktadır.İnsanlar kendi ihtiyaçları , yetenekleri , imkanları doğrultusunda kendine en uygun branş seçimini yaparak bu faaliyete gönül verebilmektedir.

Peki bunlar içersinde  İngilizce karşılığı olarak bodybuilding nasıl bir spordur ? Son dönemlerin belkide en gözde spor branşlarından birisi haline gelmiştir.Yurt dışında ve yurt içinde öyle hızlı bir yayılma serüvenine girmiş ki artık bu sporu yapma yaşı epeyce düşmüştür.Vücut geliştirme sporunun bu denli popüler olmadığı dönemlerde kulaktan kulağa yayılan bu spor boy uzamasını engelliyor düşüncesi hakimdi.Bundan dolayı insanlar bu spora ön yargılı bakıyor başlamak isteyen genç yaşta çocukları varsa da bunlara bu konuda olumlu olarak bakmıyorlardı.

Günümüzde popülerliğini kazanıp vücudunu düzene sokma düşüncesine giren herkesin artık bu sporla aşina olduğunu gözlemleyebiliriz.Doğru , bilinçli yapıltığı taktirde vücudun kas inşasını başarılı bir şekilde yapılabilir.

Bu sporda planladığınız görünüme kavuşma düşüncesinde yüzde 70 oranında beslenme etkisi geri kalan yüzde 30’luk kısmı yapılan antrenmanların etkisi olarak göze çarpması bu branşın diğer sporlardan farklı işlediğini gözler önüne seriyor.Öyle ki fit bir vücut düşüncesine girenlerin sadece antrenman yaparak istediklerine ulaşamayacakları aynı zamanda hayatını düzene sokarak beslenme programı belirleyerek sabırlı ve düzenli şekilde hepsini harmanlayıp bu planda yürümesi gerekmektedir.
Ramazan Ayında Kilo Sorununu Önleme Konusunda Vücut Geliştirmenin Önemi Nedir ?

Türk ve İslam aleminin 11 ayın sultanı olarak gördüğü bu kutsal ramazan ayında farklı bir hava insanlara yansımaktadır.Oruç tutma ibadetinin yapıldığı ramazan ayı kavurucu yaz aylarına gelmesi itibari ile ve günlerin çok uzun olmasından dolayı insanları epey bir zorlamaktadır.Bu ayda yapılan bilinçsizlikler kilo sorunlarına doğrudan etkisi olacaktır.Vücudun gün boyu aç kalmasından sonra yüklenilen yiyecekler sonrasında sahur ile birlikte ikinci yüklenmenin ardından yatmak fazla kilolara , hazımsızlık gibi sorunlara davetiye çıkaracaktır.Bu ayı kilo problemi olan kişilerin fırsata çevirecekleri bir ay olabileceğini söylemek mümkün.Kas gelişimini  sağlayan kişilerin bu ayda değil diğer kalan tüm aylarda zaten beslemesine dikkat etmesi gerekir.Bu ay bu spor disiplinine bağlı kalarak hemde belli bir hedef doğrultusunda gereksiz kilolardan kurtulmayı kolaylaştıracaktır.


12 Haziran 2016 Pazar

Ramazan Ayında Kilo sorununa çözümler ve fazla kilolarla baş etme yolları

Ramazan Ayında Kilo sorununa çözümler

Müslümanların her sene geçirilen aylar içersin de 11 ayın sultanı olarak nitelendirildiği böylesine eşsiz ve inanç dolu bir aya tekrar ulaşmış olmanın heyecanı içerisindeyiz.Ramazan ayının bulunduğu bu yaz aylarının oruç ibadetini zorladığı şüphesiz.Ramazan ayında normal günlerde yapılan işlerin yapılırken insana ayrıca bir yorgunluk ve iş performansını etkilediği görülebilir.

Bunun yanında bir de bu ay gelmesinden korkan ve çekinen insanların bazı gerekçeleri  kilo sorunu yaşama endişesidir.Günlerin uzun olması ve aç kalınan sürenin fazla olmasının ardından yemek düzeni epey bir değişir.Durum böyle olunca bu ayın bazı kesimler için olumsuz etkileri görülmektedir.Eğer bu zamana kadar hiçbir şekilde beslenme düzeniniz yoksa bunu ramazan ayında gerçekleştirmeye başlamak sizler için çok iyi bir zaman olacaktır.Ayrıca insanın vücudunu tanıması kilo sorunları ile başa çıkmasında en önemli faktördür.Kişiden kişiye değişen bünyelerde yapılacak beslenme programları o denli değişkenlik gösterecektir.Vücudunuzun dilinden anlarsanız onunla gerçekten hiç olmadığı kadar iyi geçinecek ve kızıp durduğunuz o kilo sorunlarınızı kolayca baş edebileceksiniz.

Fazla kilo problemi olanların ne yapması gerekir ?
Öncelikle insanın fazla kilolara sahip olması onun kaderi değil onun tercihidir.Bu sözümüzün sonuna kadar arkadaşındayız sağlık sorunlarını bu sözün dışına alma mecburiyetindeyiz.Öncelikle bir insan fazla kilo problemi yaşıyorsa bunun kendi kendine o ana kadar yapmış olduğu hayatı yaşama biçimiyle bunu halledebilmesinin mümkünatı yoktur.Öncelikle sağlık sıkıntılarının olup olmadığı hakkında doktora gidip tahlil sonuçlarını almalı.Bu konuda eğer ciddi bir rahatsızlığının bulunmadığı anlaşılırsa işe fazla kilolarından kurtulmanın çözüm yollarını aramakla başlaması gerekir.

Çözüm yolları demişken tam da bulunduğumuz ramazan ayı bu konuda müzdarip olan insanların fırsata çevirecekleri bulunmaz bir nimet durumuna gelebilir.Nasıl mı ? Bu ay da eğer oruç ibadetini yapıyorsakyorsak zaten gün boyu aç kalan bir midemiz olacaktır.Günün boş kalınan kısımlarında kendinizi abur cubur yemekten durdurmanız için ayrıca bir çaba harcamanıza gerek kalmayacaktır.Bu bakımdan bu ay sizler için fırsat gibi gözükebilir.Bu olumlu yanının ardında eğer dikkat edemezsek tam tersi olarak işleri kötüye sokabiliriz.Gün boyu aç kaldık iftarda hiç olmadığı kadar yüklendik.Ne bulursak yedik sonrasında sahura kadar abur cubur olsun her şeyden nemalandık , sahur geldi eski yaşantıda yapılan karbonhidrat ağırlıklı , bol yağlı , hamur işlerinden yemeklerine hepsini yiyerek uyuduk.Peki bu fazla kilolara ne etki etti ?Gün boyu aç kaldı ama dengesiz beslenme ve yanlış düzenden dolayı daha da artmış oldu.


Bunun önüne geçmek için günde ortalama yaktığınız kaloriyi çalıştığınız işe göre hesaplayın .Akıllı telefonlarda bu tarz uygulamalar bolca mevcut bunlardan yararlanılabilir.Olmayanlar içinde internette günlük kalori ihtiyaçları gibi çizelgeleri kendilerine göre uygulayıp bilmesi gerekir.Bu işin özü kalori hesaplamasından geçer.İnsanın günlük alması gereken miktar vardır.Eğer bunun üstüne çıkarsak kilo alırız.Kalori ihtiyacını hesaplayan kişi daha sonrasında yiyeceklerdeki kalorilere göz gezdirmeli ki kendine program yapabilsin.Daha sonrasında örneğin iftar saatinde aç kalan mideye olmazsa olmaz çorba faslıyla başlayıp tabi Türk usulü olarak bol ekmekle olmamak kaydıyla güzel bir başlangıç yaparak aç olan mideyi alıştırıp birazda olsa doldurmuş oluruz.Daha sonrasında yiyecek kısıtlaması yapmanıza gerek yok çünkü mide gün boyu aç ve kaloriye zaten ihtiyacınız olacak .Ama bu yenilecek düzeyin abartısına kaçmamanız hatta irade sahibi bireyseniz tam doymadan kalkarak iftardan 1 2 saat sonra kalan açlığınızı gidermeniz mantıklı olabilir.Sahur gibi yatmadan önce yenilecek şeylerin büyük bir önemi vardır.Bunun için hazmı zorlayan bol hamur işi gıdalardan kesinlikle uzak durulmalı aksi halde bu direk olarak yağ olarak vücutta karşılaşılacaktır.

11 Haziran 2016 Cumartesi

Türk toplumunun kanayan yarası Türk dizilerinin konusu ve niteliği

               Türk toplumunun kanayan yarası

                  Türk   dizileri


Başlığımız biraz çarpıcı olabilir fakat düşüncelerimiz ve gözlemlerimizin yansıttığı bir durum.Blog sayfamızda defalarca yabancı diziler hakkında tanıtımlar ve bunların gidişatları gibi yazıları kaleme aldık.Bunlar dışında güncel platform başlığı altında güncel sorunlar , olaylar gibi aklımıza gelenleri de konu edindik.Şimdi de toplumumuzun aslında büyük bir kesimini kapsayan bu Türk dizisi konusundan biraz bahsetmek istiyorum.

Bizim toplumumuzun televizyon programlarına karşı inanılmaz ilgili olduğunu hepimiz biliyoruz.Genç-yaşlı diye ayırım yapmaksızın her kesim televizyon ekranlarına kitleniyor.Bunun izlenme saati gibi bir sınırlamasıda yok çünkü sabah saatleri için özel neredeyse her kanalda sabah programları , diğer zamanlarda izleyicinin ekrandan ayrılmaması için ardı arkası kesilmeyen ne olduğu ve ne amaçladığı belirsiz programlar devam ediyor.Tabi ki de en önemlisi akşam saatlerinde o mükemmel Türk dizilerimiz !

Ülkemizin yaptığı sanat faaliyetlerini baltalamak gibi bir düşüncemiz asla yok.Aksine hep dediğimiz gibi bu toplum için adeta kanayan yara haline gelen bu sorunun üstüne giderek yapılması gerekenleri konuşup fikir yaratma düşüncesindeyiz.

Türk dizilerimize genel olarak bakarsak gözümüze ilk çarpan detaylar neler olacaktır ? Öncelikle dizilerimizin konusu neredeyse hepsinin standart olduğunu görüyoruz.Hele ki bir de yaz gelince o yaz dizilerinin vazgeçilmez teması aşk ama ne aşk ! Yaz dizilerine baktığımızda iki genç erkeğin bir kızı sevmesi , iki kızın bir genci sevmesi , veya normalde sevgili olan kişilerin arkadaşlarının sevgililerinden hoşlanması gibi uzayıp giden bir döngüye hepimiz aşikarız.Aşk üçgenleri Halit Ziya Uşaklıgil’ın vazgeçilmezidir.Üçgenin tabanında iki zıt karakter yer alır.Örneğin birisi iyi birisi kötü karakterde olup üçgenin üstündeki kişiye aşık olur ve kavuşmaya çalışır.Dizilerimiz bu yazarımızdan epey bir etkilenmiş olsa gerek ki bu dozu fazla kaçırıp hepsini böyle yapmışlar.

Konu farklılığı bulsa bile belli bir süreden sonra saçmalamanın en alasını görmemiz bu dizilerde mümkün.Unutmadan da söyleyelim vazgeçilmez bir hastane teması.Dizide bir kahraman vurulur , yaralanır ve tüm dizi karakterleri hastane koridorlarına akın eder neredeyse birkaç bölüm burada sürüp gider.Birçok yabancı dizi izledim genelde karakterler vurulduğunda veya bir şey olduğundan bizde ki o hastane temasını hiç birinde rastlamadım çünkü olay örgüleri çok fazla bu kadar küçük detaylarda takılmak istemiyorlar.Bizde de tam tersi buralarda kalıp ellerinden geldiğince uzatma düşüncesi var.

Bu kadar dizi yapılmasının tesadüf eseri olduğu felan yok.Bunları yapıyorlar çünkü toplum istisnasız bunları kabul ediyor.Bir kişiye baktığımızda haftanın her gününde ayrı ayrı dizi izleme listesi oluşturduğunu görebiliyoruz.Toplumu buna alıştırdılar şimdi ne verirsek nasılsa alıyor düşüncesiyle niteliksiz eserler ekranlarda boy gösteriyor.

İzleyiciyi bilmeyen bir kişi olarak görüp senoryoları ona göre yazmaları topluma yapılan bir haksızlıktır.Dizide ki karakterler bazen o kadar saçma seyler yapıyor ki öyle yapılmaması gerektiğini ufak çocuklar dahi bilirken o bunun aksini yaparak diziyi kargaşaya sokarak insanları çıldırtma gibi özellikleride yer alıyor.

Türk benliğini zedeleyici unsurlar gelecek nesillere kötü örnek teşkil ediyor.Gönül rahatlığı ile izletebilecek dizi sayısı neredeyse yok duruma geliyor.Sektörün ve yayıncı kuruluşların bu kadar niteliksiz eserlerin çıkması , toplum düzenine bu kadar zıt kutuplarda devam eden dizilere karşı önlem alması gerekiyor.Fakat bunun ne kadar olacağı muamma.Denemekten bir şey olmaz diyerek yayına başlayan dizi onların bile tahmin edemeyeceği şekilde tutulabiliyor.Uzun vadeli planlamaları olmadığından dolayı kısa kesmek yerine uzattıkça uzatmak istiyor ortaya alakasız unsurlar çıkıyor.Birileri bu durumlara el atıp toplumun kanayan yarası durumuna gelen , zedeleyen bu dizilere karşı yapıcı ve onarıcı önlemler alarak nitelikli eserlerin meydana gelip gelmeyeceğini zamanla görebiliriz.Aralarında kesinlikle bu olumsuz durumların neredeyse hiç birini yaşatmayan Türk dizilerimiz de mevcut.Biz genel olarak böyle bir kanıdan bahsettik.Bazıları çıkıp sanki hiç mi yok gibi söylemlerde bulunmasın.


Toplum olarak hele ki bu yaz döneminde dizilerin bolca ortaya çıktığı bu dönemde ne verirsek alırlar mantığını yıkıp gerçekten niteliksiz olarak gördüğümüz dizilere ‘ya hiçbir şey yok ama ne yapabilirim’ diyerek kimilerinin rant kazançlarına bu niteliksizlikler sayesinde bizde yardımcı olmayalım.

10 Haziran 2016 Cuma

Türkçe Öğretmenliğini Neden Seçmeliyim ve Bölüm İçeriği Nedir ?


      NEDEN TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ

Daha önce ki yazılarımızda üniversitede de doğru tercih yapmanın yolları hakkında yazımızı yazmıştık.Şimdi de bu tercihler arasında belki de bir kısmının düşündüğü ,bilgi almak isteyebileceği bir bölüm olan Türkçe öğretmenliği bölümünden bahsetmek istedim.Bu bölümü okuyan birisi olarak belki de bu konuda fikir sahibi olmak isteyen kişilere daha güzel bilgi vermiş olabiliriz.

Türkçe öğretmenliği bölümünü seçme düşüncesine girenlerimiz vardır.Bunun dışında sözel alan olmayıp eşit ağırlık gibi bölüm olup sınavda sözel sınavlara girip bu bölümü tercih etmeye yönelen arkadaşlarımızda mevcut.Üniversite sınavına çalışma sırasında kafa da bazı bölümler olabiliyor bazı hedefler belirlenebiliyor fakat her zaman istenilen şeylerin gerçekleşmediğini görebiliriz.Bunun için sizlere tavsiyem birçok alanın sınavlarına girmekten çekinmemeniz.Örneğin sizlerin eşit ağırlık olup kafanızda hep bu alanda bölümler olduğunu varsayalım ayrıca sınavda sözel sınavına da girdiniz.Şansınız da vardı güzel bir puan aldınız.Siz de bu durumda Türkçe öğretmenliğini seçebilirsiniz hiç değilse ek olarak tercih fırsatı yakalamış olursunuz.

Türkçe dersi öğretilen temel derslerden biri olması , milli benliğimizi ve tarihimizi koruması bakımından bu dersi ayrıca önemli bir konuma getiriyor.Bu ders sadece öğrencilere Türkçenin dil bilgisi konularını öğretmek amacında olan bir bölüm değildir.Türkçenin bu inceliklerinin yanında vatan , millet sevgisini aşılamak , güzel davranışlar sergileyen , toplumda kendini net bir şekilde ifade edebilen , söz sahibi , bilinç bireyler yetiştirmek gibi çok geniş kapsamlı görevleri bulunmaktadır.Öğretmenlik kutsal bir meslektir bunu gerektiği gibi yapabilmek önce bunların bilincinde olmakla başlar.Türkçe öğretmenliğide bu denli önemli ve sorumluluk gerektiren güzel bir bölüm olduğunu söyleyebiliriz.

Bu derse hep ilgi duyan , sevgisi olan ,dikkatini çeken kişilerin bu bölümden oldukça keyif alacaklarını görebiliriz.Bu bölümü sevmeden gelip bu bölümün bazı dersleri sayesinde o sevmeyen kişilerin bile keyif aldıkları olmuşturda.

Eğer kafanızda ve hayalinizde olan bir meslek Türkçe öğretmenliği ise bu bölümü seçmenize mani olacak olumsuzluklara kulak vermeyin.’Kpss de atanması zor , öğretmenlikleri napıcaksın ‘ sözlerine pek de kulak vermeyin.Yıllar geçsede toplumun en prestijli meslekleri arasında öğretmenlik her zaman üst sıralarda yer alacaktır.Topluma yön veren baş mimar öğretmendir.Ülkenin politikaları , sistemleri her zaman değişebilir hangi mesleğin önünün açılıp kapanacağını tahmin etmek güçtür.Bizler bu mesleği istiyorsak elimizden gelenin en iyisini yaparak , kendimizi geliştirip her seferinde üstüne daha fazlasına koymaya bakmalıyız.

Türkçe öğretmenliğinin üniversitedeki derslerine ve okunmasına gelirsek ilk senede fazla zorlanmayacağınız ortak derslerin bolca olduğu bir sene sizleri bekliyecektir.Sözlü anlatım ve yazılı anlatım gibi derslerle ilk seneden bu bölümün farkına varacağınız kesin.Ayrıca ilk sene Osmanlı Türkçesi dersi mevcuttur.Bu sizleri korkutmasın.Bazıları bu ismi duyunca bir geri çekilme işine giriyor ama bizlerde Osmanlıca hakkında hiç fikrimiz yokken bu dersi almaya başladık ama şuan Osmanlıca metinleri çevirecek duruma gelmiş bulunmaktayız.İlk öğretime Osmanlıca derslerinin getirme düşünceleri var bunlar bizler için artı sebepler olarak görünüyor.Ayrıca bölümde alan dersleri mevcut bunlarda zaman zaman keyifli hala gelebiliyor.

Derslerde teorinin yanında sunumlar olsun etkinlikler olsun sosyal proje tasarımları olsun bu tarz günlük hayata olumlu etkileri olan kişiyi sosyal yaşamında ön plana çıkarabilecek şekilde verilen bir eğitimi görmekteyiz.

Türkçe  seçecek kişilerin muhakkak kitap okuma konusunda olumsuz düşüncesinin olmaması gerekir.Çünkü bu konuda hocalar epey bir zorlamaktadır.Sizlere okuması için kitaplar öneririr bunlardan da sorumlu tutulur.Bunlarda korkutmasın sizleri zaten bu bölümü seçiyorsak bunlar bizlere tuhaf gelmemesi gerekiyor.Faydası olacak bir şey öğretmenlik hayatımızı o kadar etki edecektir.


Gönül rahatlığı ile seçilebilecek okunmasının zor olmadığı tabiki bu kişiye , çalışmasına ve derslere olan ilgisine göre değişir ama genel olarak keyif alınacak hoş bir bölüm olacaktır.

Üniversite ve Şehir Seçiminde Yapılması gerekenler

Her yıl milyonlarca adayın girdiği üniversite sınavı kişilerin yaşamlarını belirleyecek en önemli unsurlardan birisi durumun da. Hayatın geri kalan kısmını bu kadar etkileyecek sınava çalışma aşamasının zorluğunun yanında sınava girdikten sonrada tercih maratonu ve düşüncesi bitmek bilmiyor.

Sınava güzel şekilde hazırlanan adaylar için üniversite tercih heyecanı sınava hazırlanma aşaması kadar onları zorladığı kesin.Belki de ilk kez ailesinin yanından başka şehire gidip orada yaşamının bir bölümünü geçireceği düşüncesi , heyecanın yanında endişe vericide olabiliyor.Başka şehirde tek başıma ne yaparım gibi aklını kurcalayan sorular tercih dönemi boyunca birçok adayın aklından çıkmayabiliyor.

Ailesinden ve yakınlarından belki de ilk defa uzak yerlere gidecek kişilerin endişelenecekleri bir durum olmadığını içtenlikle söyleyebiliriz.Aslına bakarsak bu durumların hepsini kendi tarafımıza çekmemiz mümkün.Üniversite tercihini yaparken ilk hesaplanan hangi bölüm olması gerektiğidir.Üniversiteye göre bölüm seçmek sağlıklı bir sonuç olarak karşımıza çıkmaz.Bölümü de ailem istiyor ,popüler işte daha ne gibi düşüncelerle seçersek 4 yıllık fakülte bitmek bilmeyen çile haline dönebilir.Bölüm seçmeden önce ders içeriklerine muhakkak bakmanızı öneriyorum çünkü bazılarının bölüme geldikten sonra ilk seneden 4.seneye kadar dahi zorlanacağı derslerle karşılaşma durumuna şahitlik edebiliyoruz.Kendi yeteneklerinize ve isteğiniz doğrultusunda güzel bir araştırma yapmanız gerekiyor.İş olanağı durumunu da muhakkak göz önünde bulundurmak gerekiyor Türkiye şartlarına göre bakarsak istekler doğrultusunda seçilebilecek , ilgi duyulabilecek bazı bölümlerin iş olanağı kapalı durumda.Üniversiteye günümüzde gitmek çok ama çok kolay önemli olan doğru bölüm ve iyi üniversiteye gidip diğerleriyle fark yaratmak.

Bölüm tercihini kafanıza koyduktan sonra artık o bölümü içinde barındıran Üniversiteleri seçme zamanına geliyor.Burada da kendinizin istekleri ve nasıl bir yapıda olduğu bu tercihleri etkileyecek unsurlar içinde .Bazıları artık ailesinin yanında okuma düşüncesini bu tercihlerle yok etmek istiyor başka şehirlere sırf hep olduğu şehirden uzaklaşmak için istiyor.Bu düşünce kişinin ruh halini yansıtıyor ve kendine göre kesinlikle doğru yanları olabilir fakat sırf başka yere gitmek içinde olması gereken en doğru yolu kaybetmemekte kişinin kendi yararına olacaktır.

Puanınıza ve sıralamanıza ne kadar güvenirseniz güvenin o tercih listesini doldurabildiğiniz kadar şeçeneklerle doldurun.Gösteri ve artislik yapmanın bir anlamı yok tek tercih veya iki tercih gibi listeyle başvurmanın bir anlamı yok kimse size bu konuda yaptığınız bu davranışı ‘ooo nasılda etkileyici’ gibi bir gözle bakmayacaktır.Bu düşüncelerden önce bir kurtulsun kafasında bunu planlayanlar.Her an ne olacağının kimse garantisini veremez planların dışında sıralamaların oynayıp bazılarının mükemmel sıralamalarla boşta kalıp 1 sene kayıp ettiğinin örneklerine duymuşsunuzdur duymadıysanız bence artık bunun bilincindesiniz.

Tercihleri doldururken benim sıralamam ,puanım ona yetmiyor onu almamın bir anlamı yok gibi düşünceye kapılmayın kağıt üzerinde imkan vermediğiniz üniversite gelebilir.Çokta ütopik e kaçmanın bir anlamı yok onun sınırını bilirsiniz.

Şehirleri listelerken sıralamayı göz önünde illaki bulunduruyoruz tabiki ama birde hiç fikriniz olmadığı veya kanınızın ısınamadığı şehirleride tercih edip 4 sene burası ne burası şöyle gibi söylemleri söylemeyin.Ben şahsım adına genel olarak bildiğim veya araştırıp yazdığım şehirler oldu memleketimede çok ama çok uçurumlar kadar fark yaratan şehirleri listeme almadım fakat bu benim düşüncemdi.Şehirleri sıraladım birazda araştırdım dedim ama hiç beklemediğim üst sıralardan bir şehir geldi.Bu da dediğimiz gibi sınavın plan dışında gerçekleşebildiğine örnek.

Şehirlerden o kadar korkmanıza gerek yok.Tercih yapacağınız şehirleri internet ortamında biraz araştırın fakat oradaki her şeyede kanmayın ‘berbat bir şehir hiçbir şey yok yaşanmaz ‘ gibi söylemleri baktığınız şehirlerin bazılarında bulacaksınız belkide ama endişeye kapılıp orası olmaz diyerek listenizden çıkarmayın.

Üniversiteyi ve bulunduğu şehiri güzel yapacak sizsiniz.Bunu belki çok kere duydunuz ama gerçektende bunu yaşayan biri olarak söyleyecek olursam kesinlikle her şey kişinin elinde.Belki çıkıcak üniversite küçük bir şehir olacak gelmeden baktığınız yorumlarda hep kötülenmiş bir şehir olacak ,gerçektende ilk gittiğinizde ‘burası ne böyle 4 sene burada nasıl geçiçek ‘diyeceksiniz fakat bunların hepsini kendinize göre planmayı yapmanız gerekecektir.İlk zamanlarda zorlukları hemen hemen herkes yaşıyor kimi hayal kırıklığını ‘ben yatay geçiş yapacam gidicem’diyerek avutuyor ama bu işlere bulaşmadan bulunduğunuz ortama ayak uydurmaya çalışın.Oradaki yaşamınızı kendinize göre ayarlayın o zaman en kötü denilen bir yer sizin 4.seneden sonra dahi ayrılamayacağınız bir yere dönüşecektir.


Üniversite tercihlerinde sizlere çok büyük rol düşüyor.Bu süreçte iyi araştırın , doğru kararlar vermeye çalışın çevrenizde ki o kötü olay habercisi gibi gelen olumsuzluklara filtreli bir şekilde bakın.Hepsine kanmayın faydalı olacak tarafları kendinize alın istekleriniz doğrultusunda seçimlerinizi en güzel şekilde yapın.